нσяנ вσηттæ σѕєт αℓαη ιяση кυѕннα αѕєтιη σѕєт&
  Şiİr
 

KAFKAS DAĞLARINA


Canım sıkılıyor !
Kalbim küt küt atıyor ,
Soluk alışlarımda ,
Nefesim boğuluyor ,
Dizlerimin bağı çözülmekte ,
Ayakta duramıyorum ,
Ağlamak istiyorum !

Erkek adam ağlamaz mış!
Huzurlu değilim ki !
Sam yeli esiyor ,
Yemyeşil vadimde ,
Çöl sıcağı beynimin içinde.
Aklım karıştı ,
Yüreğim yanmakta ,
İçim içimi yemekte...

Orada dağlar var ,
Uzak ile yakın arasında !

Ulaşamamak , el uzatamamak .
Kahrolmak , yok olma korkusu !
Acılar , özlemler ve sessizlik ;
Sessizlik sadece gecelerde .
Özlemler ve acılar yüreklerde ...

Kuş olup uçasım geliyor ,
Yurda , anayurda kanatlanmak ,
Dağların kokusunu duymak ,
Kafkas dağlarına uçmak ,
Şimdi ; orada bir tepeye konmak...

Uzak ile yakın arasında ,
Onca acının sonrasında ,
Çerkes ruhu anavatanında .

Şimdi ayna karşımda ,
Ben aynanın içinde .
Aynanın sağına geçtiğimde ,
Kendimi göremiyorum ,
Ayna yok , ben yokum !
Ayna duruyor da , ben yokum KAFKASLARDA ...

Ben yokum KAFKAS DAĞLARINDA ...


Kafkasya

Yıl 1783,
Kafkas daglarında,
Bir meşale yakıyor,
Şeyhim Mansur.
Slisselarğ zindanlarında,
İlk şehidim Şeyh Mansur,
Ölüm kefenini giyiyor.

Sönmez ateşi,
Kafkas daglarının,
Özgürlük aşkı ile yanıyor,
İmam Gazi Muhammedim,
Meşalesi elinde,hakka yürüyor.

Bagımsızlıga aşık İmam Hamzat,
Devrediyor sancagı İmam Şamile.
Yaşar yigit nam ile,
Koşuyor menzile,şehitlige hasret.

Kafkas Kartalı derler adına,
Esaret yakışmazdı şanına,
Zindan etti dünyayı Rus Çarına,
Şeyh Şamil derler adına.

Şeyhim Cihad dedi kafkaslara,
Duyarda dururmu Toso Haci,
Şehitlik için sıraya girdi,
Kafkasların yigit evlatları.

Rus Vedeno köyünü sardı,
Kartalımın kanadını kırdı,
Masum kadın ve çocuklar,
Rusun kurşunuyla can verdi.

Kafkasların yigitleri,
Gömdüler sevdalarını daglara.
Yazdılar aşklarını,
Bagımsızlıgın arkasına.

Yurtlarından sürüldüler,
Ocaklarında öldürüldüler,
Ne bir gün gördüler,
Nede aman dediler.

Milli azatlık harbinde,
Şeyhim Uzun Haci en önde.
Sit İslambulov kalırmı geride,
Şahit gökler Cevher Dudayevle.

İnmedi Hilal göklerden inmeyecek,
Hilal aşkı yüreklerden gitmeyecek,
Bir degil binde şehit verilse,
Hilal'in mücadelesi bitmeyecek.

Rus'lar Çarlıktan bu yana,
Kıydılar binlerce cana.
Kadın,çocuk demeden,
Dagı taşı boyadılar kana.

Grozni'de analar agıt yakıyor,
Rus uçakları füzeler atıyor.
Dagıstanda nice ocaklar sönüyor,
Medeniyet seyirci olmuş bakıyor.


Kafkasyada Özgürlük ateşi sönmez,
Nineler aglıyor,torunlar gülmez.
Dünya şunu iyi bilsin ki,
Şamil'in torunları ölürde dönmez.

Kafkas daglarında çiçekler,
Kan kırmızı açar,
Bulutlarında melekler,
Cesaret tohumları saçar.

Dayan bire Kafkasyalım dayan,
Gögsünde ihtiyacın olan iman.
İnanma soysuza kendine güven,
Başarıya gebedir haklı davan.

Yüreklerinde aslan yatar,
Gaziler önde saf tutar.
Kafirin üzerinde dogan güneş,
Gün olur senin ülkene doğar.

Şamil Basayev ses getirdi,
Salman Rudayev canın yitirdi,
İslam alemi Tekbirrr,
Arslan Mashadov şehit edildi.

Kafkas destanı yazmakla bitmez,
Yaslıdır gülleri daglarında açmaz,
Kafkaslara çökmüş kara bulutlar,
Şamil'in kasırgası esmeden gitmez.

Kafkaslar kan aglıyor,
Medeni dünya gözün baglıyor.
Yıl 2005
Rus'un votkasında kan damlıyor.

İshak Özlü

GRİ BİR ÇERKESKA GİYERDİ BABAM
Gri bir çerkeska giyerdi babam
Parlayan fişekliklerini anımsarım
Anamın eseriydi o çerkeska
Dikebiliyordu içinden gelirse

Ata bindiğinde babam kılığıyla
Her fişeklikte bir atımlık barut
Nice uzun yollar kat etse de
Oturduğu eyer her dem ilk hevesiydi

Toplantıya mı çifte mi her nereye gitse
Çerkeskası tam bedenine otursun isterdi
Düğünde buluştuğunda gençler
Çerkeskasız kimse oyuna çıkmazdı

İster kağnı çatalında oturan emekçi
İster general say sen onu
Giymemişse kadın elinden çerkeskasını
Utanmadan topluma katılmazdı

Bedeni süsler görkem katardı insana o kıyafet
Çerkeskasıyla tanınırdı kimdir o millet
Öldürülmüş getirilirken bile ceset
Yüzünü örterdi çerkeskasından etek

Kim bilir kaç yüzyıl geçmiştir
Kadınlar arasında çerkeska sanattır
Bugün bile sanırım ondandır
Neredeyse tüm halklar çerkeska giyer


AĞLAMAK İSTİYORUM


Yıkılmadık, ayaktayız.
Kaybolmadık hayattayız.
Sendeledik biraz kalkmamız gerek.
Yalnız sesimiz biraz çıkması gerek,
Derdimizi dünyaya anlatmak gerek.

Bu siteler bizim çıksın sesimiz.
Bir olalım tek olalım Hepimiz.
Buğday başakları birbirine yaslanır,
Tek bir başak kalmaz ayakta.
Birliğimizi kaybetmeyelim,kolay gerisi.

Bir çocuğun !
Elinden alınmış oyuncağı.
Ağlar sızlar, bağırır, çağırır.
Döker pek çok göz yaşı.
Ta ki onu geri alana kadar.

Gelelim kendimize,
Kafkasyamızdan olmuşuz.
Bir çocuk kadar ağlamıyoruz.
Dökemiyoruz Neps imizi.
Oyuncak kadar yok mu değeri.

Görmek istiyorum vatanımı.
Haritalarda gözüme batmalı.
Duymak istiyorum marşımı.
Kulaklarım patlayana kadar.
Uçmak istiyorum semalarında.

Koşmak istiyorum dağlarında,
Çeçenler, kafeler istiyorum,
Yorgun düşene kadar ovalarda.
Ağlamak istiyorum derinden,
Neps'im toprağı ıslatana kadar

ADİGABZE
Fark ediyormusunuz gidiyor Adigabze
Adeta can çekişiyor dilimizde
Sen bilme,ben öğrenme
Eriyip gidecek ileride.
Dilimizi yaşatalım ulusça
Bir örnektir Ubıhça
Söylüyorum tekrar sizlere
Var mısınız dilimizi yaşatmaya?
Adigabze kültürümüzün simgesidir
Eriyip gitmesi bir felakettir
Gelin öğrenip konuşalım dilimizi
Adigabzeyle yetiştirelim yeni nesilleri.
-----------------------------
Kafkas Kartalı


Elbruz'un doruklarından gelir,
Özgür tavırları.
Kuban'ın çağlamasıdır, cesareti aşkı.
O kafkas kartalıdır,
Keskindir bakışları.
Deler geçer, sevdalı gönülleri,
Vurgun yürekleri.

Babadır, oğuldur, evlattır,
Sessizliğe dönük, yitik bir isyandır.
Acıdır, savaştır, barıştır!
O kafkas kartalıdır,
Keskindir bakışları.
Ürkütür,korkutur çakalları,
Etrafı kana bulayanları.

Dağlar gibi kocamandır yüreği,
Atası Şamil'den gelir,
Kahramanlık ereği.
Sevgidir, saygıdır töresinin gereği.
O kafkas kartalıdır,
Keskindir bakışları.
Kısık gözlerindeki sıcak buğudur,
Vatanına hasret döktüğü göz yaşları.



----------------------------------------------



DAGLARIMA ASIGIM BEN.

Rüzgari olup esmedigim
Kartali olup ucmadigim
Abregi olup cosmadigim
Daglarima asigim ben.



Yillar yili yüregimde
Tasimisim görmesemde
Kah serap olur günde
Daglarima asigim ben.

Denizlerin ötesinde
Bir yer varki bu gönlümde
Gözlerim kapanmadan görsem
bendim yatar huzur icinde.



Kafkasya Ağlıyor

Her damlada kan var her damlada can,
Çanak tutmuş seyreder,utanmaz koca cihan,
Moskof'a ne oldu ki? Yine azdı baş çıban.
Ser'de göz,dağda kartal,toprakta şehit ağlar...

Bir yürek Hakk'ı anar,bir yürek sevda dağı,
Yitirsinmi gelinler takılmadan duvağı?
Kafkasya'mın üstüne kim çekmiş hain ağı?
Gökte güneş,çölde serap,suda yakamoz ağlar...

Kafkas dağı dayanmaz yakılan ağıtlara,
Naıl dayansın yürek çekilen cefalara,
Haber salın yiğitler Hakk'ı bilen dostlara,
Yuvada kuş,beşikte çocuk,kabirde Şamil ağlar...

Bir anne düşün hisleri ölmüş dünya,
Sırtında çocuğu,gözlerinde bir rüya,
Kudurmul Rus sürüsü çekmiş o'nu pusuya,
Namluda mermi,tetikte el,yürekte vicdan ağlar...

Aydınlatır geceyi peşisıra çığlıklar,
Barut kokusuyla yırtıldı bak ufuklar,
Yıkılsın yıkılmalı haddi aşan tağutlar,
Kında kılıç,dilde tekbir,semada ezanlar ağlar...

Hücrelerimi alın gözlerim sizin olsun,
En güzel gün öldüğüm günüm olsun,
İstemem başka sevda Kafkasya'm mutlu olsun,
Dua'da dilim,sinede özüm,yüzümde tebessüm ağlar...
---------------------------------------

Göç

Bir göç hikayesi anlatılır.
Kafkas dağlarının yamaçlarından,
Sahile uzanan.
Limandan usul usul kalkarken gemiler,
Usul değildi yürekler.
Dalgalar değildi sahile vuran.
Buruk gözyşlarıydı.
Martı sesleride yoktu,
Çığlıklar vardı,
Çığlıkları bastıran hıçkırıklar.
Canan dan koparılan canlar vardı,
Güneş aydınlatmamıştı onları,
Kahrolası karanlık vardı...
Tayfaların manasız bakışları önünde,
Çekes ağıtları sarmıştı gökyüzünü...
Mızıkalar suskundu...
Kamalar yetim...
Yosun tutmuştu kartal bakışlar.
Denizden hırçındı yürek atışları...
Gemi;aynı rotada giderken,
Rotasız hayaller vardı yüzlerde.
Bir yüz vardı,
Bir yüz vardı,daha ondokuzunda...
Oturmuş yamçısının üstüne,
Anılar gözünde kör düğüm,
Gölgesinin gözyaşlarını siliyordu
Bir zamanlar Kafkasya da,
Destan üstüne destan yazan,
Ve Rus çarlarının uykularını kaçıran,
Yeşil bayrağıyla...
Bulutlardan hüzün yağıyordu,
Hasret yelkenlerini ıslatan,
Kafkasya kokuyordu özlem rüzgarları,
Deniz;tarihin ihanetini taşıyordu sırtında.
Çırpınan dalgalara ağır gelmişti bu yük...
Varlıktan...
Varolma savaşına doğru uzun bir yoldu bu...
Yorgun gemiler yanşırken yeni limanlara,
Misafir perverdi;
Açlık ve sefalet...
Mutluluk;sırt çevirmişti sanki,
Asalet intikamını alıyordu,
Sefalet kokan yeni topraklarda.
Yabancıydı yüzler.
Dilleri bir garip.
Donuk bakışlar vardı,
Onları sorgularcasına karşılayan.
Uçan kuşlarına takılmıştı misafir gözler,
Hürriyeti...
Hürriyeti kıskanırcasına...
Kuytu bir köşeye bırakılmış masum bir çocuk gibi,
Sönükte olsa bir umut ışığı aradılar.
Ama bulamadılar...
Yüzyıllarca sürdü yüreklerde yanan vatan hasteri.
Körüklendi her yeni doğan bebekle,
Bu sevdayla göçüp gitti nice canlar,
Törpülendikce özlemler,
Yeniden filizlendi.
Kafkas dağlarından havalan,
Kartal kanatlarında geldi hayat iksirleri.
Ama,ne emeller bitti,ne göçler...
Kaybeden Kafkasya oldu
Yetim kalan yine Kafkasya...
Nankör dünya ihanetini kustu,
Yüzyıllarca KAFKASYA'mın üstüne...

 

 
 
  Bugün 8 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol